İş hayatı çok fazla iniş ve çıkışların olduğu, beklenmedik sürprizleri içinde barındırdığı bir dünya. Okul hayatından sonra bu hayata ayak uydurmak bazı genç arkadaşlar için hiç de kolay olmuyor. Okulu bitirip iş hayatına yeni atılan gençler sudan çıkmış balık gibi hissediyorlar kendilerini. Deneyimsizliğin ve acemiliğin getirmiş olduğu birçok hatayla yüzleşiyorlar.  İş hayatına girdikten sonra çok fazla değişim kat ediyorlar. Kendini  yeni yeni tanımaya çalışanlar, hiç bilmediği yeteneklerini keşfedenler, zayıf, güçsüz  noktaların ortaya çıkışı ve daha nicesi. Bütün bunlar herkesin kendi görüntüsünü keşfetmesini sağlıyor aslında. Yani kişinin kendi aynasını bulması ve ona bakmasıyla başlıyor. Uygulanan, adım atılan, karar alınan bütün bu olaylar bize ayna tutuyor. Aynaya baktığınızda ne görüyorsunuz önemli olan o bence. Ya da aynaya bakmaya cesaret edebiliyor musunuz?

 

İş dünyasına baktığımızda birçok genç nüfusla karşılaşıyoruz artık. Genç yöneticiler, genç yönetici adayları… Artık birçok ilanda yaş sınırlamalarını görür olduk. Azımsayamayacağımız oranda iş hayatında yer alan genç çalışanlar, iş hayatlarını nasıl yönetiyor? İş hayatlarında en çok yaptıkları basit hatalar neler biraz onlara değinelim isterseniz.

 

 

İster izin almak ister düşüncelerinizi, fikirlerinizi söylemek için olsun konuşmaktan çekinmeyin. Kibar ve saygılı bir iletişimle kendinizi  ifade edin. Bunu yaparken içinizden konuşmayın tabi ki. İş yerinde kendiniz için mücadele etmeniz önemlidir.  Kendinizin değerini bilin, işinizdeki acemiliğiniz, deneyimsizliğiniz sizin değerinizi düşürmesin. Kendinize daha fazla güvenir ve bunu da profesyonel bir şekilde ortaya koyarsanız, meslektaşlarınız tarafından daha etkileyici olursunuz. Günümüzde birçok sıkıntının sebebi haline gelen “İLETİŞEMEMEK” insanların hayatında büyük bir sıkıntı yaratıyor. Bu yüzden iletişim kaynaklarını çok iyi kullanmayı öğrenmeli ve iletişime geçmekten korkmamalısınız.

 

 

Okul yaşantısından iş yaşantısına geçişte zorlanılan bir konu ise; kıyafet değişikliğidir. Bazen genç bir profesyonel olarak, rahat kıyafetlerden sonra klasik giyinmek zor ve sıkıcı olabilir.  Kendinizi takdim ederken davranışlarınız ile giyim tarzınız size yardım da edebilir zarar da verebilir. Bu noktada giyim tarzınızı belirlerken bulunduğunuz firmanın yapısını, kültürünü göz önünde bulundurmanız gerekmektedir. Aksi takdirde giysi konusunda iş yerlerinde giyim kuşam savaşına dönüşen defile ortamları oluşabiliyor.  Çok eski ya da şatafatlı giyim tarzı çevrenize yanlış mesajlar vermenize neden olacağından bu konudaki seçimlerinize de dikkat etmelisiniz.

 

 

İş hayatında özverili çalışmak her zaman için önemlidir. Özverili çalışmak için insanlardan kendinizi soyutlamanız gerekmez. Genç çalışanlar bu noktada çok girişken davranmamakla birlikte insanlarla bağlantı kurmaktan ve girişken görünmekten korkmaktadır.

 İş hayatındaki girişimci tavrınız, kariyeriniz için son derece önemlidir. Oluşturacağınız sosyal ağ, sonraki işiniz ya da terfiniz için son derece önemli olabilir. Bu yüzden kuracağınız seviyeli ilişkiler ve sohbetler, hem kişisel gelişiminiz için bir kazanım hem de iş hayatına adaptasyonunuz için son derece önemlidir.

 

 

Aslında çok yakından tanıdığımız “dedikodu” kelimesinin karşımızda burada da çıkması bizi şaşırtmaz herhalde. İş yerinizde dedikoduları paylaşmak yerine dinleyici olmanız her zaman için daha iyi bir yoldur. Dedikodu yapılan ortamlarda kendinize hakim olup, kişiler ve olaylar karşısında tepkili davranmamalı, kişiler hakkında yorumlarınıza dikkat etmelisiniz. Tarafsızlığınızı korumalısınız. Bazen çalıştığınız firma hakkında olumsuz eleştirilere ve moralinizi bozacak yanlış giden yönetim tarzı hakkında da yorumlara maruz kalabilirsiniz. Kurulu düzenin dedikodusu, çalıştığınız firmadan sizi soğutup yaptığınız işten ve bulunduğunuz ortamdan sizi memnuniyetsiz hale getirir. Bununla birlikte, yolunda giden iş hayatınızda eksiklikler aramaya, hatalar bulmaya yönlendirir.

 

 

 

         Mesailere de kalsanız, eve iş de götürseniz işe geç kaldığınız zaman bütün gözler üzerinize toplanır. Çalışma arkadaşlarınız sizin temponuzu göremeyebilir, ne zaman mesaiye kaldığınızı bilemeyebilir bu nedenle bir defa geç geldiğiniz görüldüğü zaman, hemen sizinle ilgili insanlarda bir fikir oluşur. Oluşan bu izlenimi yok etmek de kolay olmayabilir. Genç çalışanların çoğu eski alışkanlıklarını(okul, özel hayat vs.)  iş yaşantısında çok rahat kullanabileceklerini düşünüyorlar. Esnek çalışma saatlerini kendi alışkanlıklarına göre düzenleyip, iş yerinde fazla rahat davranabiliyorlar. Bu nedenle yöneticilerden/çevrenizdekilerden gelen en ufak bir uyarı, moral ve motivasyonunuz hemen bozulmasına sebep olabilir.

 

 

Genç profesyoneller arasında aşırı güven tehlike arz etmektedir. Deneyimli kişiler ile yeni mezun profesyoneller karşı karşıya geldiği zaman güven yarışı başlıyor. Aradaki bu yarış tahmin edemeyeceğiniz noktalara geldiği zamanda afallama dönemi başlıyor. Aradaki bu çekişme sizin gücünüzü yanlış yerlerde kullanmanıza sebep oluyor. Bu nedenle iş hayatında tecrübeli insanlardan öğrenebileceğiniz şeylerin olduğunu unutmadan, sağlam adımlarla ilişkilerinizi kurmanızı ve kendinize olan güveninizi doğru yerde kullanmanızı öneririm.