Daha önceleri sadece yurt dışında veya ülkemizdeki hatırı sayılır şirketlerde görebildiğimiz bu işe alım süreci uygulaması yavaş yavaş daha küçük ölçekli şirketlerde de görülmekte. Bir anlamda bazı kurumlar tarafından rekabetçi kapitalist düzenimizde “işe girmek için geçilmesi gereken kadar çok aşama varsa o kadar zor ulaşılan, değerli şirkettir” algısı yaratılmak için de kullanılan grup mülakatı doğru uygulandığında başarılı bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor.

İlginç bir uygulama, kim bulmuşsa aklına sağlık… İlk deneyimimi yeni mezun toyluk zamanlarımda yaşamıştım, hatta kendi okulumdan yıllardır tanıdığım bildiğim arkadaşlarımın da aralarında olduğu 8 kişiyi bir odaya sokup “hadi yiyin birbirinizi” demişlercesine kapışılmaya başlanmıştı da ben ilk 10 dakika şok geçirdiğim için hiç konuşamamıştım bile. “Yıllardır tanıdığım insanlara n’oldu böyle?!” şoku… Bir de tüm adaylar kadındı, aman ya rabbim evlere şenlik, öylesine seçkin bir kurumun mülakatında olmasak dillendirilecek alt metinler “aaayh senin saçını başını yolarım kııız” minvalliydi, ortamı sizin tahayyül gücünüze bırakıyorum sevgili okurlar.

Neyse velhasılı, sonuç benim açımdan olumlu gelişmedi elbette, ancak başka yerde bulunmayacak bir hayat dersi aldım, üzerine bir de sessiz kalıp “n’oluyo burda” diye gözlem yaptığımdan geliştirilen stratejileri düşünme fırsatım da oldu farkında olmadan. :)

Daha sonra girdiğim tüm grup mülakatlarında sonraki aşamaya geçebildiğim içinse kendi yöntemlerimi ve konuyu biraz daha araştırıp tecrübelerimi paylaşmak istedim tabii ki. :) Ha bundan yaklaşık 2 ay sonra Türkiye’ye dönüp fellik fellik iş arıyorken karşıma çıkacak rakiplerim de güçlü olsun istiyorum sanırım, içten içe psikopatlık had safhada. :) Yok hayır tabii ki psikolojik sorun kaynaklı değil. :) Rakiplerim ne kadar güçlü olursa başarılı olmak o kadar haz veriyor, bu yüzden rekabeti kazanmak için rakipleri yok etmeyi değil güçlendirmeyi seçiyorum. :)

Peki bir de bakalım ekşi sözlük’te grup mülakatı hakkında ne demişler:

bu tip mülakatlarda ne söylediğinizin çok fazla önemi yoktur. önemli olan dikkat çekmektir. tane tane ve bağırarak konuşmanız ve bağırırken yüzünüzde sürekli gülümseyen bir ifade olması gerekir. ayrıca mülakatı yapan kişilerin gözlerine bakmalı ve asla bakışlarınızı ayırmamalısınız. arada bir çığlık atarak; ben çok hırslıyım, bu işi çok istiyorum, pozitif enerji doluyum diye bağırırsanız bu size artı puan olarak yazılır.

:)

Geyiği bir yana bırakmak ve konunun özüne dönmek gerekirse, özellikle çok fazla başvurunun olduğu pozisyonlarda daha kısa sürede daha fazla adayı tanıyarak eleme yapabilmek amacıyla, işe alıma önem veren kurumlar tarafından yapılan bir uygulamadır. Doktrin “grup mülakatı 6-8 aday ile yapılır” dese de, 3 kişiyle yapılanı da gördü bu gözler. Bence alt sınır olmamalı ancak üst sınır 8 kişi olmalı zira genellikle 2 kişi gözlemci olarak bulunduğundan daha efektif ve objektif gözlem bu şekilde yapılabilir. Adayları hem bireysel olarak tanımak hem de grup çalışmalarındaki tarzını gözlemlemek amacıyla, doğru yapıldığı sürece, oldukça faydalı bir yöntemdir.

Peki, grup mülakatlarında nasıl bir aksiyon izlemek, nasıl bir karakter yansıtmak gereklidir?

1. Genellikle önce adayların sırayla kendilerini tanıtmaları istenir, bu aşamada özgeçmişi anlatmanın lüzumu yok bana kalırsa, yeni mezunsan nerede okudun, çalışıyorsan nerede çalışıyorsun, bu gibi detaylardan bahsetmek yeterli olacaktır.
2. Sonrasında muhtemelen ortaya bir konu atılacak ve sanal bir çalışma ortamı yaratılacaktır. Konunun başvurduğunuz pozisyonla ilgisi olması bile gerekmez, asıl amaç seviyeli tartışabilme kabiliyetinizi, liderlik özelliklerinizi, iletişim becerilerinizi ve planlama gibi konulardaki başarınızı ölçmektir. Bu konunun içeriği bazen gözlemci tarafından anlatılır bazen de yazılı olarak dağıtılır ve 3-5 dakika düşünme süresi verilir.
3. Süre bitince de başlama düdüğü çalınır ve kendini gösterme alanında adaylar top koşturmaya başlar. Benim önerim, sözü ilk olarak almaya çalışın. Eğer “herkes fikrini sırayla söyleyecek” gibi bir düzen oluşturulmamışsa önce sözü alıp mevcut durumu kısaca özetleyin, varsa çözüm önerinizi ya da tartışma biçimi fikrinizi ortaya koyun. Yani örneğin “Zamanı daha verimli kullanabilmek için sırayla fikirlerimizi belirtelim” gibi bir öneriyle gidebilirsiniz. Grup mülakatını “karşıdaki ne derse hayır, olmaz! diye karşı çıkmalıyım” gibi gören birileri yoksa fikriniz kabul edilecek ve ilk puanı alacaksınızdır.
4. Eğer ilk sözü alamadıysanız, var olan durumu özetleme şansını kaybedersiniz, eğer ikinci, üçüncü kişi de değilseniz akla ilk gelen çözüm önerileri de muhtemelen dile getirilmiş olur. Bu durumda kendinizi gösterebilmeniz için gerçekten yaratıcı ve dikkat çekici bir çözüm ya da bakış açısı getirmelisiniz.
5. Şayet tartışma süreci boyunca pek kabul edilen görüşler sunamadıysanız da üzülmeyin hala vaktiniz var, son bir atak şansınız daha olacak. Diğerlerinin en son dakikalara doğru anlaşmaya vardığı bir çözüm olacaktır. Siz bu seçimin doğru olduğunu düşünüyor olsanız bile onun olumsuz bir tarafını gösterip ona en yakın başka bir seçeneği mantıklı açıklamalarla kendinizden emin bir şekilde savunursanız diğerlerinin fikrinizi kabul etme olasılığı oldukça yüksektir.
6. Ve benim en sık kullandığım yöntem: “Arkadaşlar vaktimiz kısıtlı”. Zaman yönetimi konusunda ne kadar planlı ve disiplinli olduğunuzu gösterebilmenin en kolay yolu: sık sık saatinize bakın ve kaç dakika kaldığından grup arkadaşlarınızı haberdar edin.
7. Genel olarak, oradaki diğer adayları rakibiniz olarak görüp her söylenilene muhalefet ederek, Rasim Ozan Kütahyalı misali yüksek ses tonu ve “çirkeflik”le öne çıkmaya çalışmak yerine kendinizi o takımın bir üyesi olarak görün.
8. Takım arkadaşlarınızla göz temasını kesmeyin, vücut dilinizi kullanın, arkadaşlarınıza isimleriyle hitap etmeye çalışın. Takımın diğer üyelerini takım dışı bırakmayı değil, onları da takıma dahil ederek fikrinizi onaylatmaya çalışın.
9. Dinleyin! Sadece kendi fikrinizin yılmaz savunucusu olma yöntemi size bir şey kazandırmaz, diğer önerileri dikkate alın ve önerilen fikirleri öneren kişilerin isimleriyle birlikte not almaya çalışın, yeri geldikçe notlarınızı kullanın.  Duyduklarını toparlayıp bütünleştirebilen bir aday olduğunuzu gösterin.
10. Ukala olmayın. Diğerlerini ezmeye yermeye çalışmayın. Sesinizi yükseltmeyin, agresif olmayın. Kibar ve saygılı olun. En önemlisi; kendiniz olun!

En temelde ise grup mülakatının bir savaş alanı olduğu fikrini aklınızdan çıkarın. Bu ortam diğer adayları bilginiz ve sözlerinizle dövün diye oluşturulmadı. Sürekli diğerlerinin sözlerini kesip sivrilmeye çalışan bir aday olarak düşünülmek istemezsiniz. Böyle tavırlarla zaten bu aşamayı geçemezsiniz. Ha böyle yaptınız ve geçtiniz diyelim, bu durumda o mülakatı sizden önce geçenler ile sizden sonra geçecek olanlar da böyle kişilerse, hala o şirkette çalışmak ister miydiniz?

http://selinyetimoglu.com/grup-mulakati/